Kırmızı Tabanlı Ayakkabıların Büyüsü – Mimarı Louboutin’den Bu Yana

Moda silinir gider, sadece stil aynı kalır.”Coco Chanel”

Şahsıma Münhasır İronik Fotoğraf Okumalar – II:

Bir sarayın kapısını andırıyor… Saray kavramının bizde bugünkü gerçek karşılığı yok tabii ki. Sembol  olarak kullanıldığını varsayıyorum; imaj, güç vb.

Farklı ülkelerde fotoğraf, zincir ve ayakkabı kavramı değişik çağrışımlara sebep olabilir ama bu yazıdaki yorumlar bulunduğum kültürle birlikte kendi dilime ve şahsıma aittir.

Fotoğrafı okumaya devam ediyorum. Biraz da ileriye götürüp içine bir de uzun bir lider yerleştirilmiş olduğunu düşünüyorum kapitalist pazarlama teknikleriyle! Kürsü avantajı gibi hitabet sanatına uygun biri…

Gerçi bizdeki binayı bu kadar yakından fotoğraflayamazsın, uzaktan “zoom” olabilir ama insanlar bu tarz yapıları merak etse de malum sebeplerden dolayı denemeyi tavsiye etmem.

Gelelim kırmızı tabanlı ayakkabıya (yaratıcısı Louboutin –  zaman içinde onun da çakmaları oldu binalar gibi)… Modayı takip eden hanımlar bilir kırmızı tabanlı bir çift ayakkabının büyüsünü. Modanın artık her alanda (bilim insanlarına göre matematikte bile var artık) olduğunu ve tasarımcısı Louboutin’in de erkek olduğunu düşünürsek erkeklerin de bilakis konunun merkezinde olduğu varsayılabilir. Bir rivayete göre mağazalar kapatıldığına göre orjinaline de sahip olunabilir ama içeridekiler bu kadar estetik taşır mı bilemem. Ayakkabının zincirli kapıda olması ironik ama gücün ve estetiğin kadında olduğu duygusu yaratıyor. Malum binanın bu kadar estetik zincirlenmiş olması zarif bir mahremiyeti çağrıştırıyor. Belli ki bu bina bizdeki değil.

Gelelim yaklaşan Amerika Başkanlığı Seçimleri’ne. Favorim uzun ve kaba Trump değil elbette. Kapitalist dünyada giderek tırmanan uzun adam ve şiddeti temsilden imajlardansa favorim  kadın başkan.  3. Dünya ülkeleri ve hatta çok eleştirilen müslüman ülkelerde bile kadın başkan seçildi. Hillary Clinton, dışişleri bakanlığı yapmış, hukukçu, siyasette tecrübeli ve eski başkan eşi.  Gerçi bazıları koca ülkede başka kadın aday mı kalmadı dese de malum, fotoğraf ve çağrışımlar üzerinden konuşarak vitrinde bize servis edilen kadın lider ve ayakkabıyla bağlantı kurduğum için Hillary Clinton’un daha anlamlı bir tercih olacağını düşünüyorum – tabii eğer Trump kırmızı tabanlı ince topuklu ayakkabı giymiyorsa. Giyiyorsa da pes; kafamıza da fırlatır artık – ne de olsa şovmenlik geçmişi var.

Kimileri “Buralar bitti Amerika’yla mı ilgili yorum yapıyorsun?” diyebilir. Duyduğum kadarıyla oralarda politikacılar esprileri kaldırıyormuş. “Biz eskiden…” diye başlayan cümlelerden pek haz etmesem de söylemeden edemeyeceğim; geçmişte bizimkilere de espri yapılabildiğine şahit oldum.

Ekonomik ve siyasi güçlerin kontrol ettiği dengelerde, sermaye sahiplerinin kendilerini temsil etmeleri için vitrine koydukları kişi,  sürecin nasıl bir eğilime doğru gittiğini gösterir. Ortada öne çıkan iki aday var. Bu adayların profiline baktığımızda, kadın figüründeki  adayın dış temsil de dahil olmak üzere siyasi bir geçmişi  var; diğeri ise zaten ortada. Başkan olacak kişi eğer Trump gibi bir figürse şiddettin ve güç olma eğiliminin boyutu ile ilgili ciddi sinyaller taşıması ve dünyadaki dengeleri etkilemesi açısından çok endişe verici.

Sonuç olarak, ülkemizde ve dünyada salgın gibi tırmanan şiddet olayları karşısında seçim kampanyasını yürütenlere sesimiz buradan ulaşmasa da biz gene de fikrimizi beyan etmiş olalım. Şair Özdemir Asaf’ın dediği gibi:

“Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu,
Birinciliği beyaza verdiler.”

Malum, bize geç gelen istihbarat bugünkü teknolojiyle dünya güçlerinde tavan yapmış olduğu için kim bilir, belki de duyarlar… Beyaz ve beyazı anımsatan kelimeler siyasette teslimiyet, saflık ve barış gibi kavramları artık çağrıştırmadığı için Ak, Beyaz Saray mevzularına girmiyorum.

Bunun çok canlı bir örneğini de

çok yakın bir tarihte

ülkenin birinde

gözden ırak bir şehirde

beyaz bayrak salladıkları halde sivil vatandaşların dikkate alınmaması ve temsil edilen sembolün anlamını yitirmesiyle gördük.

Bu ayakkabıların sahibi Hillary Clinton’un olmalı!.

My favourite candidate is Hillary Clinton.

Fashion changes, but style endures.”Coco Chanel”

* Görsel : Bilinmiyor

* Visual : Unknown